14'ün Ağustos ayinin 20 sinde sağlık sorunlarım nedeni ile kapısız kalmış ve Allah a koşmuş idim. Bana Rahman suresini okumamı tavsiye ettiler o gün bugündür istisnasız her gün hiçbir bahane üretmeksizin Rahman suresini okudum okuyorum Elhamdülillah. Zaten sure öyle şiirsel ki bkz: “#febieyyialairabbikumatukezziban” İki haftaya otomatikmen ezberime geçti. Arapça anlamadığım için mealini de okuduk tabi. Sonra bir gün İzmir'de denize bakarken dev bir kruvaziyer gördüm istemsiz aklımdan hemen su ayet geçti "Denizde yürüyen dağlar gibi gemiler onundur.” OMG! tüylerim diken diken oldu birden durdum, doğrusu film gibi bir andı. Şaka bir yana Kuran hayatin içinde değildi hayatin ta kendisiydi bu gördüğüm ilk kruvaziyer değildi lakin insan her gün boş boş baktığı yerlerde onun imzasını ancak Kuran ile baktığında görebiliyordu. Gelelim asil mevzuya bu süreçte anladığım en mühim şeylerden bir diğeri ise sudur demek ki olabiliyordu insan ne kadar yogun ve yorgun olursa olsun bir şekilde vakit bulabiliyordu. Belki uykusundan 15 dakika kısıyordu belki başka şeylerden ama oluyordu iste. Hiçbir şey ama hiçbir şey bahane değildi. Sonra durup düşündüm bu süreklilik ve ısrar sadece ve sadece üç günlük dünyam içindi ötelerin yanında kelebek ömrü kalacak bir zaman dilimi için ısrarla ısrarla okumaya devam ediyordum ya sonrası?! Ebedi bir hayat için kuranı okumak ve anlamak için ise daimi meşguldüm. Her zaman bir bahanem vardi. Dizilere, filmlere, gezmelere her şeye vakit vardi Kurana yoktu. Cumadan cumaya okunan yasinler tebarekeler, arada bir aşka gelip başlanan hatimler, ramazandan ramazana okunan mukabelelerin dışında Kuran günlük hayatin bir parçası olmalıydı. Ve meal. Bir isi birileriyle birlikte yaptığınızda devamlılık gösterme yüzdeniz normalin çok üstünde oluyor en azından benim öyle Allah ebeden razı olsun Gönul*Ayyildiz.com hanı
وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ جَنَّتَانِ
17 Temmuz 2015 Cuma
“Rabbinin huzurunda duracağından korkan kimse için iki cennet vardır.” 55/46 Sadakallahul'l-Azim: Ben sizlere nasihat verecek konumda bir insan asla değilim olamamda. Simdi yazacaklarım ise sade ve sadece “bir dost” notudur.
14'ün Ağustos ayinin 20 sinde sağlık sorunlarım nedeni ile kapısız kalmış ve Allah a koşmuş idim. Bana Rahman suresini okumamı tavsiye ettiler o gün bugündür istisnasız her gün hiçbir bahane üretmeksizin Rahman suresini okudum okuyorum Elhamdülillah. Zaten sure öyle şiirsel ki bkz: “#febieyyialairabbikumatukezziban” İki haftaya otomatikmen ezberime geçti. Arapça anlamadığım için mealini de okuduk tabi. Sonra bir gün İzmir'de denize bakarken dev bir kruvaziyer gördüm istemsiz aklımdan hemen su ayet geçti "Denizde yürüyen dağlar gibi gemiler onundur.” OMG! tüylerim diken diken oldu birden durdum, doğrusu film gibi bir andı. Şaka bir yana Kuran hayatin içinde değildi hayatin ta kendisiydi bu gördüğüm ilk kruvaziyer değildi lakin insan her gün boş boş baktığı yerlerde onun imzasını ancak Kuran ile baktığında görebiliyordu. Gelelim asil mevzuya bu süreçte anladığım en mühim şeylerden bir diğeri ise sudur demek ki olabiliyordu insan ne kadar yogun ve yorgun olursa olsun bir şekilde vakit bulabiliyordu. Belki uykusundan 15 dakika kısıyordu belki başka şeylerden ama oluyordu iste. Hiçbir şey ama hiçbir şey bahane değildi. Sonra durup düşündüm bu süreklilik ve ısrar sadece ve sadece üç günlük dünyam içindi ötelerin yanında kelebek ömrü kalacak bir zaman dilimi için ısrarla ısrarla okumaya devam ediyordum ya sonrası?! Ebedi bir hayat için kuranı okumak ve anlamak için ise daimi meşguldüm. Her zaman bir bahanem vardi. Dizilere, filmlere, gezmelere her şeye vakit vardi Kurana yoktu. Cumadan cumaya okunan yasinler tebarekeler, arada bir aşka gelip başlanan hatimler, ramazandan ramazana okunan mukabelelerin dışında Kuran günlük hayatin bir parçası olmalıydı. Ve meal. Bir isi birileriyle birlikte yaptığınızda devamlılık gösterme yüzdeniz normalin çok üstünde oluyor en azından benim öyle Allah ebeden razı olsun Gönul*Ayyildiz.com hanı
min meal okumalarına iştirak ettik bu konuyu da böyle halletmiş olduk. Ve tabii dua… Alışkanlık haline gelmiş dile pelesenk olmuş bir iki duası olmalı insanın. Onu söylemeden uyumadığı, onu okumadan kapıdan çıkmadığı samimi duaları. Bir dakika bile sürmeyecek bir dua gözlerini yumup samimiyetle başlayıp samimiyetle biten, güne baslarken ve günün bitişinde toplamda bir dakikasını almayacak ama aslında içine ummanların sığdığı. Misal bakara suresi 128’ "Ey rabbimiz bizi sana teslim olanlardan kil, soyumuzdan da sana teslim olanlardan bir ümmet çıkar, bize ibadet yollarını öğret ve tövbelerimizi kabul et. Şüphesiz sensin tövbeleri daima kabul eden ve rahmet dağıtan.” sunu kendi cümlelerinizle söylemek sadece ve sadece 25 saniyenizi alıyorken biz bundan niye mahrum kalalimdididi ya. Sadece 25sn.de geçmişimiz için tövbe edebiliyor bugününüz ve yarınımız için dua edebiliyorken… İste böylee cidden buraya kadar okudunuz mu ya ?Allah gözlerinize ve dilinize ve ömrünüze bereket ve afiyet versin. Selam ile.
14'ün Ağustos ayinin 20 sinde sağlık sorunlarım nedeni ile kapısız kalmış ve Allah a koşmuş idim. Bana Rahman suresini okumamı tavsiye ettiler o gün bugündür istisnasız her gün hiçbir bahane üretmeksizin Rahman suresini okudum okuyorum Elhamdülillah. Zaten sure öyle şiirsel ki bkz: “#febieyyialairabbikumatukezziban” İki haftaya otomatikmen ezberime geçti. Arapça anlamadığım için mealini de okuduk tabi. Sonra bir gün İzmir'de denize bakarken dev bir kruvaziyer gördüm istemsiz aklımdan hemen su ayet geçti "Denizde yürüyen dağlar gibi gemiler onundur.” OMG! tüylerim diken diken oldu birden durdum, doğrusu film gibi bir andı. Şaka bir yana Kuran hayatin içinde değildi hayatin ta kendisiydi bu gördüğüm ilk kruvaziyer değildi lakin insan her gün boş boş baktığı yerlerde onun imzasını ancak Kuran ile baktığında görebiliyordu. Gelelim asil mevzuya bu süreçte anladığım en mühim şeylerden bir diğeri ise sudur demek ki olabiliyordu insan ne kadar yogun ve yorgun olursa olsun bir şekilde vakit bulabiliyordu. Belki uykusundan 15 dakika kısıyordu belki başka şeylerden ama oluyordu iste. Hiçbir şey ama hiçbir şey bahane değildi. Sonra durup düşündüm bu süreklilik ve ısrar sadece ve sadece üç günlük dünyam içindi ötelerin yanında kelebek ömrü kalacak bir zaman dilimi için ısrarla ısrarla okumaya devam ediyordum ya sonrası?! Ebedi bir hayat için kuranı okumak ve anlamak için ise daimi meşguldüm. Her zaman bir bahanem vardi. Dizilere, filmlere, gezmelere her şeye vakit vardi Kurana yoktu. Cumadan cumaya okunan yasinler tebarekeler, arada bir aşka gelip başlanan hatimler, ramazandan ramazana okunan mukabelelerin dışında Kuran günlük hayatin bir parçası olmalıydı. Ve meal. Bir isi birileriyle birlikte yaptığınızda devamlılık gösterme yüzdeniz normalin çok üstünde oluyor en azından benim öyle Allah ebeden razı olsun Gönul*Ayyildiz.com hanı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder